Son zamanlarda, İsrail’in başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Gazze’deki açlık durumuyla ilgili yaptığı açıklamalar büyük yankı uyandırdı. Netanyahu, “Gazze’de kimse açlıktan ölmüyor” dediğinde, pek çok kişi bu ifadelerin arkasında yatan gerçekleri sorgulamaya başladı. Gazze'de süregelen insani kriz, uluslararası toplumun dikkatini çekerken, Netanyahu'nun bu çıkışı olayların gerçek boyutunu gözler önüne seriyor. Peki, Gazze'deki durum gerçekten de Netanyahu'nun iddia ettiği gibi mi? İşte bu sorunun cevabını ararken, göz ardı edilmemesi gereken rakamlar ve tanıkların anlattıkları var.
Gazze, yıllardır süren çatışmalar ve ekonomik kısıtlamalar nedeniyle zorlu bir insani krizle karşı karşıya. Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre, Gazze'deki nüfusun neredeyse %80'i yardıma ihtiyaç duyuyor. Özellikle, gıda güvenliği ve su temini konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmakta. 2022 verilerine göre, Gazze’deki çocukların %60’ının yetersiz beslenme sorunu ile karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Ayrıca, bölgedeki sağlık hizmetlerinin durumu da kritik bir aşamaya gelmiş durumda, birçok hastane ve sağlık ocağı malzeme yetersizliğinden şikayet ediyor.
Netanyahu'nun “açlık yok” söylemi, bu rakamların göz önünde bulundurulmasıyla daha da tartışmalı hâle geliyor. Gazze’deki en temel gıda maddeleri bulmak zorlaşırken, bu durum halk sağlığını doğrudan etkiliyor. Ayrıca, BM gıda ajansı WFP'nin raporlarına göre, Gazze'de 1.4 milyon insan, temel gıda harcamalarını karşılamakta zorlanıyor. Yine de, Netanyahu’nun bu durumu yadsıması, hem siyasi hem de insani açıdan derin bir tartışmayı beraberinde getiriyor.
Başbakan Netanyahu’nun sözlerinin ardından, Gazze’de yaşayan halk ve insani yardım kuruluşlarının temsilcileri konu hakkında çeşitli açıklamalarda bulundu. Gazze’deki tanıkların anlattıkları ise, Netanyahu'nun iddialarının gerçeklikle örtüşmediğini gösteriyor. Gazze'de yaşayan birçok aile, gıda bulmakta zorluk çektiğini ve çocukların açlık ve yetersiz beslenme sorunlarıyla karşı karşıya kaldığını ifade etti. Bir anne, “Çocuklarıma yeterince gıda alacak maddem yok. Sadece ekmek alabiliyorum ve bu bile her zaman mümkün değil," diyerek yaşadığı çaresizliği dile getirdi.
Ayrıca, insan hakları örgütleri ve uluslararası yardım kuruluşları, Netanyahu'nun açıklamasını 'gerçeklere aykırı' olarak nitelendiriyor. Human Rights Watch ve Amnesty International gibi kuruluşlar, Gazze’deki insani durumu belgeleyen raporlar yayınladılar. Bu raporlar, bölgede yaşanan açlık, su sıkıntısı ve sağlık sorunlarına dair dikkat çekici rakamlar içeriyor. Raporlarda, Gazze'de birçok insanın günde sadece bir öğün yiyebildiği, sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlı olduğu ve bu durumun daha da kötüye gittiği belirtiliyor.
Netanyahu’nun Gazze’de açlık olmadığını söylemesinin ardından, uluslararası toplumdan gelen tepkiler de artmaya başladı. Birçok ülke, bölgedeki insani krizin acilen çözülmesi gerektiğinin altını çizerken, Netanyahu'ya yönelik eleştirel sesler yükselmeye başladı. Bu durum, sadece politik bir tartışma değil, aynı zamanda insani bir kriz olarak masaya yatırılmalı. İnsanların yaşam şartlarıyla ilgili atılan adımlar, daha fazla dikkat ve duyarlılık gerektiriyor.
Sonuç olarak, Netanyahu'nun "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" ifadesi, pek çok kişi tarafından eleştirilmekte. Gazze'deki gerçekler, rakamlar ve insanlar üzerinden yapılan testler ise farklı bir tablo çizmektedir. Uluslararası toplumunda bunu görmesi ve gerekli adımları atması hayati öneme sahip. Gazze’deki insanları korumak ve onlara gereken yardımı ulaştırmak, sadece bir siyasi tartışma değil, bir insanlık meselesidir. Dolayısıyla, bu tür beyanlar daha dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Gazze’deki durum görmezden gelinemez ve herkesin yaşam hakkı en üst düzeyde korunmalıdır.