Son dönemlerde artan dolandırıcılık vakaları arasında dikkat çekici bir örnek, sahte medyumların insanları nasıl kandırdığını gözler önüne serdi. Birçok insanın manevi huzur arayışında olduğu günümüzde, özellikle ruhsal alanlarda uzman olduğunu iddia eden dolandırıcıların sayısı da hızla artmakta. Bu kez karşımıza çıkan sahte medyum, "Üzerinde büyü var!" diyerek korku saldığı mağdurlarından paralar toplayarak kaçtı. Suç makinesi olarak tanımlanan bu şahıs, polisin çalışmalarını hızlandırmasına neden oldu.
İstanbul'un farklı semtlerinde artan şikayetler üzerine güvenlik güçleri harekete geçti. Görüşmelerinde kullanılan korkutucu dil ve manipülasyon teknikleriyle dikkat çeken bu sahte medyum, yaptığı tanıtımlarla insanları kendisine çekmeyi başardı. Genellikle yaşlı kesim ve duygusal olarak zayıf durumda olan bireylere ulaşan bu sahtekar, "Üzerinde büyü var!" diyerek insanların korkularını kullanarak, dolandırıcılığın ince yollarını yürüttü. İlk olarak, kurbanlarıyla gerçekleştirilen seanslar sırasında, medyum olarak tanıttığı kendisini, sert bir dille "yaşamlarındaki olumsuzlukların" sebebini büyüye bağlayarak insanları psikolojik olarak manipüle etmeye çabaladı.
Bu tür uygulamalarla kişilerin dolandırılmasında önemli bir rol oynayan korkutma teknikleri, birçok insanın gözle görülemeyen bir tehlikenin varlığına inandırılmasına yol açtı. Çoğu kişi, ruhsal sıkıntılarına çare bulmak umuduyla, sahte medyumun seansına katılmayı tercih etti. Tanınmaz hale gelen bu dolandırıcı, seansları sırasında, “Sizinle birlikte bu büyüyü kırmalıyız!” diyerek mağdurlarından, tuhaf büyü malzemeleri ve büyük meblağlar talep etti.
Polisin düzenlediği operasyonda, sahte medyumun yapmış olduğu dolandırıcılıklara dair pek çok kanıt toplandı. Şikayetler üzerine yapılan detaylı incelemeler sonucunda, mağdurların söz konusu dolandırıcılığı nasıl fark ettikleri ve dolandırıcıdan nasıl kurtuldukları hakkında bilgiler toplandı. Kayıtlardan elde edilen bilgiler doğrultusunda, sahtekarın düzenlediği seanslar boyunca yaptığı tüm konuşmaların ses kayıtları, dolandırıcılığın ne denli sistematik bir biçimde yürütüldüğünü ortaya koymakta.
Ayrıca, polis ekipleri, bu dolandırıcının dolandırdığı bireylerden topladığı paraları nasıl harcadığını ve suç işleme yöntemlerini belirlemek için sosyal medya hesaplarına da göz attı. Elde edilen bilgilere göre, sahte medyum, dolandırdığı paralarla lüks bir yaşam sürdürdüğünü ve kurbanlarının gözünde kendisini nasıl bir kurtarıcı gibi gösterdiğini açıkladı. Tüm bunların yanı sıra, dini ve manevi değerlere yönelik yapılan bu tür saldırıların, toplum üzerinde yarattığı olumsuz etkilerde göz ardı edilmemeli.
Bu durum, pek çok insanın ruhsal sağlığını etkilerken, aynı zamanda manevi destek arayışlarını da suistimal eden bir başka örnek teşkil edecektir. Dolandırıcılık vakalarının artmasıyla birlikte, toplumun sadece mali yönden değil, manevi açıdan da nasıl etkilendiği üzerine düşünülmesi gereken bir konudur. Sahte medyuma dair yürütülen soruşturmanın ve toparlanan şikayetlerin ardından, bu gibi dolandırıcılıkla mücadelede toplumsal bilinci artırmak ve bilinçlendirme çalışmalarını seriye koymak büyük önem taşımaktadır.
Böylece bu tür olayların önüne geçilmesi, dolandırıcıların etkisini azaltmak ve toplumun bu konuda bilinçlenmesi sağlanabilir. Son olarak, herhangi bir ruhsal rahatsızlık veya manevi sorun yaşayan bireylerin mutlaka güvenilir ve sertifikalı uzmanlarla görüşmeleri gerektiği, bu tür sahtekarların eline düşmemeleri adına oldukça kritiktir. Sahte medyumdan kurtulan mağdurların bu tecrübelerini paylaşmaları ve yaşanan dolandırıcılık olaylarını ciddiyetle ele alması, toplumun geleceği açısından büyük bir önem taşıyor.
Unutulmaması gereken en önemli noktalardan biri, ruhsal denge ve huzurun sahtekarların eline düşmesi neticesinde zor bir hal alabileceği ve asıl olanın doğru bilgi ve güvenilir uzmanlar tarafından yönlendirilmek olduğudur. Bu durum, yalnızca bu sahte medyuma değil, aynı zamanda onun gibi dolandırıcılara karşı da bir bilinç oluşturacak ve toplum olarak daha dikkatli olma gerekliliğini beraberinde getirecektir.