Son günlerde uluslararası gündemi sarsan bir gelişme yaşandı. Macaristan, geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından eski İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu için çıkarılan yakalama kararına yanıt olarak UCM'den çekileceğini duyurdu. Bu açıdan önemli bir adım atan Macaristan, kararın hem iç politikası hem de dış ilişkileri üzerindeki olası etkilerini değerlendiriyor.
UCM, Savaş Suçları, İnsanlığa Karşı Suçlar ve Soykırım gibi ciddi suçları yargılamak amacıyla 2002 yılında kurulmuş bir uluslararası mahkemedir. Ancak son yıllarda, özellikle bazı üyelerin siyasi tutumlarına bağlı olarak mahkemenin bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda tartışmalar başlamıştır. Macaristan hükümeti, Netanyahu’ya yönelik alınan yakalama kararının siyasi bir yan taşıdığını düşünüyor. Hükümet yetkilileri, bu kararın, İsrail’e karşı uygulanan bir diplomatik baskı aracı olarak değerlendirildiğini vurguluyor. Bu bağlamda, Macaristan’ın UCM’den çekilmesi, hükümetin dış politikadaki duruşunu pekiştiren bir adım olarak yorumlanıyor.
Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, konuyu ele alırken, ülkelerinin ulusal egemenliğini korumanın önemli olduğunu belirtti. UCM’nin aldığı kararların, üye devletler üzerindeki etkisinin, zaman zaman siyasi bir baskı unsuru haline geldiğini ifade eden Orbán, bu nedenle kendi ülkelerinin de bu tür bir duruma maruz kalmamak için çekilme kararı aldığını açıkladı. UCM’den çekilmek, Macaristan’ın uluslararası platformda daha bağımsız bir politika izleme arzusunu ortaya koyuyor.
Netanyahu, UCM tarafından çıkarılan yakalama kararı ile, uluslararası arenada ciddi bir tehdit altına girmiş durumda. Daha önceki dönemde de benzer sorunlar yaşamış olan Netanyahu’nun, UCM’nin kendisi hakkında almış olduğu bu karar, hiç şüphesiz ki uluslararası ilişkilerde bir gerginlik yaratacak. Türkiye, İran gibi ülkelerin yanı sıra birçok Arap devleti, Netanyahu’nun politikalarını eleştiren tutumlarını geçmişte de sürdürmüşlerdi. UCM'nin başlattığı bu süreç, Netanyahu'nun karşılaştığı uluslararası tepkilerin daha da artmasına neden olabilir.
Uluslararası ilişkiler uzmanları, Macaristan’ın bu kararı ile birlikte, UCM’nin otoritesinin sorgulanmaya devam edeceğini, bu tür çekilmelerin mahkemenin geleceği açısından probleme yol açabileceğini düşünmektedir. UCM’ya üye ülkelerin bu gibi kararlar alarak mahkeme üzerindeki etkilerini azaltmaları, uluslararası hukukun uygulanmasını zayıflatabilir.
Macaristan, çekilme ile birlikte hem kendi iç kamuoyuna bir mesaj vermiş hem de Netanyahu’ya destek çıkmış oldu. Dış politikada izlediği sıkı duruşla bilinen Orbán’ın, bu tür kararlara yönelmekten çekinmediği biliniyor. Avrupa’daki çeşitli ülkelerin de benzer adımlar atması, UCM’nin geleceği açısından endişe verici bir durum yaratabilir. Ancak, Macaristan’ın almış olduğu bu kararın dayanağı olarak gösterdiği ulusal egemenlik, birçok ülke için önemli bir tartışma konusu haline gelmiş durumda.
Sonuç olarak, Macaristan’ın UCM’den çekilmesi, uluslararası arenada geniş yankılar uyandıracak bir gelişme olarak kaydedilecektir. Ülkeler arası ilişkilerdeki dinamikler sürekli değişirken, uluslararası hukuk ve insan hakları ihlalleri konusunda alınan kararların nasıl etkileneceği ise büyük bir soru işareti olarak kalacak. Her detayın büyük önem taşıdığı bu tür olaylar, ülkelerin diplomatik ilişkilerinde yeni tartışmalara kapı açabilir.